Nevres Taştan
İşadamı
O, memleketimizin sembol isimlerinden biriydi. Mutlu (varijna) köyünden; asilzade ve köklü bir Aileye mensup; aslında hali vakti yerinde, varlıklı bir kimse olup, psikolojik ve zihinsel denilebilecek rahatsızlıkları olan, şık ve zarif giyim ve kuşamı ile; nezaket ve zarafetiyle, medeni cesaretiyle, insanlara karşı saygısı ve haddini, maksadını aşan şakalara karşı dayanıklılığı ve metanetiyle memleketin nükte ve mizahi hayatına katkıları her zaman söylenmeye değerdir.
Faik bey amcamız, gerçekte öyle bilindik maskara tipli veya “deli” tabir edilen bir kişilik değildi. Senenin belli bir mevsiminde psikolojik travma veya halk içindeki tabiri ile “hâl” leri olan bir kimsedir.
Takıntıları ve saplantıları vardı. Herkesle muhabbet eder, herkesle arkadaş olabilirdi.
Samimi ve içten bir kimse idi. Bazen öyle güzel teşhis ve yerinde tespitler yapardı ki, ona takılmak isteyenlerin bile ağzı açıkta kalırdı. Bazen komik, bazen de trajikomik durumlar olabiliyor; Faik beye takılmak isteyenler argo tabiri ile “tufaya düşebiliyor” ve Faik amcanın bilge ve zeki tarafı galebe çalıp, muhataplarına üstün yönlerini hissettirebiliyordu. Yani aslında çok zeki bir insan ve bilge tarafı da olan bir garip ademoğlu.
Faik bey, senenin bir mevsimini psikolojik sorunları ile geçirdikten sonra, normal insanlar gibi hayatına devam ederdi.
İnsanımız onun bu psikoljik hal döneminde; “sular gene coştu-çağladı” diye bir nevi tarihe not düşerlerdi.
Takıntıları, siyasetti; özellikle de Partiler üstübir siyasetçi olduğunu beyan eder, dönemin en ünlüsiyasetçilerinin onun eline su dökemeyeceklerini deklere ederdi. Mesela o günün gözde siyasetçileri Ecevit, Demirel ve Erbakan gibi genel başkanlara bile meydan okurdu. Mahşerin dört atlısı diye adlandırdığı bu üçlüye Türkeş'te dahildi ama, o na karşı olumsuz bir söz söylemezdi genellikle.
Müdavimleri çoktu. Burada yazmaya gerek yok herhalde. Onlar kendilerini bilirler, bendeniz dahil. Bilenler de bilir.
Maksadını aşan şakalar bazen sağlığını da tehdit ederdi ama bazı densiz kişiler bunu görseler bile acımasızca şakalarına devam ederlerdi.
Çok uzun seneler kendini O zellikle Gümüşhane, Bayburt ve yakın çevrede "Gümüşhane Senatörü" diye lanse etmiştir. O yleki onu tanımayanlar buna inanabiliyor, inandırabiliyordu. Bu o na göre çok masumhane bir tavrı idi, yani hiç kimseye zarar vermez, öyle bir maksadı da yoktu.
Muhtemelen 1979 mahalli seçimlerinde, o yıl nasıl oldu ise resmen belediye başkan adaylığına aday oldu.
Bağımsızdan Kurmay heyetinde Cemil Kamber ağabeyimiz de vardı. Saat kulesi altında kurulan kürsüden halka, aslında hiç te yadsınamayacak, hala aradan 30 küsur sene geçmesine rağmen unutulmayacak; dillere pelesenk ve hafızalara kazınmış şu sözleri; nasıl bir kişilik olduğunu izah eder sanırım... kürsüden klasik açış konuşması ve tanıtımını Cemil Kamber ağabeyimiz yaptıktan sonra, Faik bey güncel siyasi söylemleri arasında “değerli bayburtlular, hemşehrilerim, kusura bakmayın, belki bana kırılacaksınız ama gene de söyeleyeceğim, (bu arada konuşmasına dışarıdan müdahaleler olur, yaşa-varol, küfür vs. hatta fındık, fıstık, şeker, sigara izmariti gibi şeyler atanlara hiddetlendiğinden, konuşma insicamını kaybeder) “ola bayburtlular, bir kedi enüğünün gözü4 günde açulur, ola bayburtlular sizin 40 senedür gözünüz açılmadı!” der.
Bu laf işte o gün, memleketin gökkubbesine yazılmış olup, hala söylenmekte, aradan 30 küsur yıla yakın bir zaman geçmesine rağmen bu rahmetli hemşerimizin bu sözlerinin hala geçerliliğini yitirmediğini söylemek ve ikretmek gerek diye düşünüyorum.
Aslında Faik bey o gün memleketin makûs talihinin yenilmesi açısından anahtar bir cümle ile maalesef bu gün de kıymeti harbiyesi olan, literatüre girecek bir ironiyi dile getirmişti.
Yaşlı ve hasta olmasına karşı, direnç sahibi olduğunu söyleyebilirim. Yakın senelerde rahmeti rahmana intikal etti.
Onunla ilgili olarak her hemşerinin bir hatırası olmakla birlikte herkes tarafından sevilen; nükte ve anlamlı sözleri ile gönüllere taht kuran bir hemşeri idi.
Her Bayburtlu da olduğu gibi bizde de hakkı vardır. Buradan tüm hemşerilerine hakkını helâl etmesi için Rabbimizden dua ile kendisine rahmet, mağfiret diliyoruz.
0 0